Nisan 13, 2012

Bişey dicem. Uyku. Uyku. Uyku.


Uyku. Uyku. Uyku. Bu lanet uyku ne kadar güzel bişey yahu. Gece bi yatıyor insan sabah olmasın diye ne dualar ne süphanekeler okunuyor biliyor musunuz? Çünkü bu uyku yemek gibi değil yemesen olmuyor spor gibi değil yapmasan da olmuyor. Çok garip bişey işte. Son olarak ben uykuyu bazı bölümlere ayırdım siz de bi bakıverin.


Gece saat 9'da yatılıp sabah 8'de kalkılan uyku: Gayet basit. 9'da yatıp 8'de kalkıyorsun. Genelde işe gidenler ve 'hemen yatmalıyım sabah okuluma gitmek için sabırsızlanıyorum' diye bekleyen bebeler bu saatte yatar ve kalkar. Yani hiç bana göre değil.

Gece 1'de yatılıp sabah 6'da kalkılan uyku: İşte o uykudan pek bişey beklemeyin 5 saat uyumuşsun daha gözlerini kapatıp uyumadan sabah olmuştur zaten.

Gece 5'de yatılıp sabah 1,2,3.. 'de kalkılan uyku: İşte en kral uyku bu değil de nedir ya. Böyle bi uyku uyuduktan sonra kalktığınızda eğer saat daha erkense çıkıp gezin dolaşın ama gerçekten akşama kadar uyumuşsanız zıbarıp yatmaya devam edin o günden pek hayır gelmez.

İşten/okuldan gelip yatılan saat 2 ile 5 arası uyku: İşte bu uyku kadar güzeli yok cildin bebek poposu gibi yumuşak oluyor.(yani bende öyle oluyor sadfgh) Böyle sıcacık yataktasın ama gündüz. Kalkıyosun bi salak salak etrafa bakmalar sonra 'ay gündüz uykusuydu bu' diyip gülümseme ve saat daha erken biraz daha yatiyim derken sabahı ediyorsun sanırım yada öyle bişey.

Yemekten sonra o karın tokluğu o sırtı pekliğiyle tabure/sandalye/koltuk gibi yerlerde yapılan şekerleme: İşte en güzel uyku içinde bu da var. Ama yemekten sonra uyunduğu için kilo yapma ihtimali yüksek aman dikkat.

Cuma gecesi yorgun olupta inatla yatmayıp tv karşısında uyuklama: İşte bu uyku da insan deli gibi gözlerini açmak ister çünkü ertesi gün cumartesidir ve öğlene kadar yatıcaksındır o yüzden o gece erken yatılmak istenmez. Ama sonuç olarak saat gece 11'de üstünde pijamalarla tv'de diziler ve talk show devam ederken sen sessizce uykuya dalmışsındır.
                                                                                                  -takoz             

Nisan 12, 2012

Klişeler

İnsanlar şu klişeyi  çok sever " Zaman her şeyin ilacıdır. " ama yeterince uzun yaşadığınız zaman çoğu klişenin ne kadar doğru olduğunu fark edersiniz. Çok kısacık anın bile bir çok şeye kadir olması şaşırtıcıdır. Klişeleri kaldırır, kusurları örtbas eder. Ama sonunda yaralarınızın acısını azaltır. Eğer yara çok derinse dünyadaki bütün zamana bile sahip olsanız yaranın kötüleşmesine engel olamazsınız.

- Gece yarısı

Nisan 10, 2012

Sadece 'İstedik'


“Hayatınıza binlerce insan girdi. Kimiyle yakındınız, kimiyle uzak.
Hep farklı bedenlerde aradınız bazı şeyleri. Sevmek, sevişmek istediniz. Özlenmek istediniz. Özlemek istediniz.
Hissetmek istediniz. Hayal kurmak istediniz. Kurduğunuz hayallerde başrol o olsun istediniz, öylede yaptınız.
Güvenmek, güvenebilmek istediniz. Mutlu olmak istediniz. Bazen ağlayabileceğiniz bir omuz olsun istediniz, bazense sevinçten koşup sarılabileceğiniz biri olsun istediniz. Yaşamak istediniz, sadece yaşamak.. Gelecek kurmak istediniz. Sevildiğinizi bilmek istediniz, emin olmak istediniz, ondan ve duygularından emin olmak..’’
 Ama hep farklı kişilerle oldu bu. Farklı kişilerde aradınız bazı şeyleri. Farklı şeyleri farklı kişilerle yaşamayı tercih ettiniz. Gözünüze hitap eden herkesi, gönlünüze de hitap edecek sandınız, hayatınıza aldınız. Ancak; hayatınıza giren insanların gidişi de, gelişi gibi çok hızlı oldu. Çıkıp gittiler hayatınızdan, ‘dur’ diyemediniz.

Yanıldınız, pişman oldunuz belki, ‘keşkeler’  yer aldı o küçük dünyanızda. Oysa yer yoktu onlara. Yanlıştı yaptığınız, geç fark ettiniz. Yanlış kararlar verdiniz. Hata yapmaya devam ettiniz. Fark ettiğinizde ise çok geçti, her şey için çok geeç.


Hayat, benim için de bu doğrultuda ilerliyordu. Farklı insanlardan, farklı şeyler bekledim. Beklemek zordu ama bekledim.
Hiçbir şey umduğum gibi olmadı ama. Hayallerim vardı, hepsi birden yok oldu.
 ‘Vazgeçemem’ dediğim her şeyden vazgeçmiş buldum bir anda kendimi. Ama ben hiç kaybetmedim, dediğim gibi sadece vazgeçtim.
 Yalnızlığı da, hepsine tercih etmiştim. Evet, yalnızdım, yanlış kişiyle olmaktansa, hayatını yanlış kişiye bağlamaktansa tek kalmak alınabilecek en doğru karardı.
Aldığım kararlara bir yenisini daha ekledim. Hayatıma, herkesim olmayacak kimseyi sokmayacaktım. Hayatıma giren herkese güvenmeyecektim. Herkesle her şeyi yaşamaktansa, bir kişiyle her şeyi yaşamayı tercih edecektim. Öyle de yaptım.

-Pembemania

Nisan 05, 2012

Karanlıktan korkardım


Karanlıktan korkardım.
6 yaşındayken karanlık bir oda, karanlık bir gecenin kocaman adamlara benzediğini görürdüm, korkunç gelirdi ve gece dışarı çıkmak için söylenen şeyler gerçek gibi hissettirirdi. Odamın karanlık köşelerinde bir şeyler saklanıyor diye hayal ederdim. Bir canavar, bir hayalet. Annemin yanına çığlıkla, yataktan fırlamış, korkmuş bir halde koşardım. Sonunda büyüdüm. Olayı anladım, üstesinden gelebileceğimi anladım. Anladım ki güneş her zaman tekrar doğacak. Ama artık her şey değişti ve karanlık artık daha farklı gelmeye başladı.
Hepimiz güçlü olduğumuzu düşünmek isteriz, sorunlarımızı çözebilecek yeterlilikte olduğumuzu "Bu zor durumu atlatacağım ve her şey daha güzel olucak" bazen haklı çıkarsınız. Bazen bir şeyin üstesinden gelmek için arzularımıza odaklanmamız gerekir. Ama problemi çözmek için ilk olarak bir problem olduğunu kabullenmek gerekir ve bazen yolunuzda ki en büyük engel içinde bulunduğunuz durum, yaşadığınız zorluklar ya da başka birisi değildir. Bizzat sizsinizdir ve en sonunda bir çoğumuz artık sorunla yüzleşecek gücümüzün kalmadığını, bize ne kadar zarar verdiğini fark ederiz .

- Gece yarısı

Nisan 02, 2012

Bilindik Bir İpucu


'Erkekler aptaldır, dekolteyle köle yapılabilir.'

İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre kadınlar, erkeklerle girdiği savaşları kazanabilmek için kendi kitle imha silahlarını kullanıyorlar: Göğüs dekoltesi ! Araştırmaya göre kadınlar, diğer kadınlara gösteriş yapmak, barda ilk önce servis almak, kuyrukta öne geçmek yada patronu etkilemek için dekolteye başvuruyor..

     Bu araştırmanın sonuçları çok makul geldi bana. Nedeni şu.. Bence erkek beyni, seks söz konusu olduğu an tamamen duruyor ve başka herşeyi kafasından siliyor. Ve seksin kölesi oluyor. Kadınlar da bunu birazcık biliyorsa erkeğe hafiften göstererek, onu tamamen kontrolü altına alarak kölesi haline getirebilir. Yani erkek, dekolte kullanılarak köle yapılabilir ve bu yapılıyor zaten. Hayatın her alanında bu geçerli olabilir. Kadını kötü yapan bir şey de değil ayrıca. Bu erkeğin aptallığıdır o kadar. Kadın, elinde ki etli silahı kadına doğrultur ama erkekler vurulur. Bir taşla iki kuş vurmanın adı budur işte. Seksi olmak için de daracık bir eteğe ihtiyaç yok. Daracık davranışlar erkekler için caziptir. Kadın toplayıcı, erkek saçıcıdır. Kadın erkeğini seçmek, istediği erkeği davet etmek için dekolte kullanır. Erkek ise ahmakça o dekolteye kanar. Yani kısacası 'BU ÜLKE CİNSEL AÇLIĞIN AFRİKASI O KADAR..'
                                                                                                                    -filliboyya

                                                                                                             

Mart 28, 2012

İyi ki varızz !


Bugün 6 septik olarak yine bir aradaydık.Kahve günlerimizden biri bugün benim evimde (bu arada ben pembemania :)) gerçekleşti. Takoz’umun mükemmel türk kahvelerinin yanında bende çikolatalar, kurabiyeler ikram ettim.(mükemmel bir ev sahibiyimdir, bilen bilir.)
Her neyse, 6 kız bir araya gelirde dedikodu yapılmaz mı? Okulda ne olup bitiyor, hepsinden haberdarız, maşallah.Bunu nasıl başarıyoruz bazen ben bile anlamakta güçlük çekiyorum ya olsun.
Sonra eski fotoğraf albümlerimize baktık.Dans ettiğimiz bir video karşısında, karnımıza ağrılar girene kadar, gözlerimizden yaşlar gelene kadar güldük.Çok eğlenceli bir topluluğuz biz yea.Henüz arkadaşlığımızın birinci senesi olmasına rağmen, birlikte ne çok şey yaşadığımız, ne çok şey paylaştığımızı fark ettik.Geriye dönüp baktığımızda bir çok güzel anımızın oluşu yerli yersiz mutlu etti bizi.
Geçen her günün bizi nasıl değiştirdiğine şahit olduk.Herkes kendini şöyle bir inceledi.Hem şaşırdık hemde bir senenin bize neler kattığının farkına varmış olduk.Geçen bir seneye neler sığdırmamıştık ki? Gülüp mutlu olduğumuz anlarda vardı, birbirimizi kırıp incittiğimiz anlarda.Ama ne olursa olsun aramızdaki ilişki, arkadaşlık hiç bozulmadı, Birbirimizi hep anladık, anlamayı başardık çünkü.
En başta birbirinden hiç hoşlanmayan 6 kızdık.Evet belki birbirimizden farkımız yoktu ama ah bu ön yargılarımız..Bazen ön yargılarımızın esiri olabiliyoruz, bunu biz kendi irademizle yapıyoruz.Ve genellikle ön yargılarımız kırıldığında utanç duyuyoruz.Gerçi bu pek bizde geçerli değil, çünkü biz birbirimiz hakkındaki düşüncelerimizi cesaretle yüz yüze konuşabiliyoruz, bizi de farklı kılan bu sanırım.Bunları konuşurken gülmekten de kendimizi alamıyoruz ya, o da ayrı tabi.
Kızsakta, kırılsakta, gülsekte, ağlasakta hep beraberdik ve beraberde olacağız.
Hepciğinizi çok seviyorum laan.
Ve sevildiğimi de biliyorum.
İyi ki varsınız, iyi kii varızzz.

-Pembemania

Mart 26, 2012

Temizlik İmandandır

Birkaç günün sıkı, yorucu ve yoğun geçmesinin ardından her haftasonu kendime söyleyip ama uygulamadığım ''hayatıma çeki düzen vermeye'' karar verdim. Ama ilk neyle başlamalıydım, evin içinde ne yapsam diye düşünürken odamda son zamanlarda birkaç örümcek gördüğüm aklıma geldi. Örümceklerden en iyi temizlikle kurtulunur ama canım hiç temizlik yapmak istemiyor o zaman işe ufaktan başlıyım diye düşündüm ve klavyemin içini temizlemeye karar verdim. Ufak olması farketmez temizlikten daha iyi çeki düzen mi olur? Yıllardır karıncaların mesken tuttuğu, kırıntı yuvası haline gelen klavyemi önüme aldım ve yavaş yavaş çıkardım. Kulak pamuğu ile bir güzel temizledim.Bu temizlik bana 3 yıl gider. Şuan klavyem tertemiz olduğundan pek bi mutluyum. Sonra kasanın içinin örümcek ağ bağladığını hatırlayıp, kasanın pervanesini de temizledim. Şimdi birazda kendime  vakit ayırmam gerekli, bir film izliyimde keyfim yerine gelsin dedim ama bilgisayara yüklediğim aşırı temizlikten dolayı bilgisayar bozuldu. Şuanda güç bela Being Human'ın 10. bölümünü izlemeye çalışıyorum ama olucak gibi değil. Eskiden Sıdıka diye bir dizi vardı ordaki kız her gece günlük yazıyodu. Şuanda canım günlük yazmak istedi ama neyse vazgeçtim yazmıycam. Ay bide şuan evde yalnızım, geçen gün bir korku filminin fragmanını izlemiştimde o aklıma  geldi. Tuvalete bile gidemem şuanda korkudan en iyisi pc başında sabahlıyım elbet bir hayırsever beni uyandırıp odama götürür.

-Gece yarısı

Mimiğimi Seveyim.

Bazen öyle böyle değil garip garip tepkiler veriyorum ki kendim bile 'nldu yha.s.s' oluyorum.Bu birçok kez oldu da geçen bir hafta arayla aynı şeyi yapınca fark etmiş oldum.Neyse geçen hafta bi arkadaşla yürüyoruz öyle sevmediğim bi tip de değil kız: şu manitasına böyle süpriz yapmış da bıdbıd derken döndü bana 'eee sende durum ne?' dedi,hayır sanane benim kız kuruluğumdan,diyemedim 'tık yok be anam kurudum' bende böyle bir kafa eğmeler,yeni gelin misali kırıtmalar,aptal sırıtmaların ardından 'yok yaaee' dedim kız inanmadı tabi bir de bana mı anlatmıyosun diyip bozuldu da bir sonraki çok daha lehimeydi iki gün önce oturuyoruz hiç haz etmediğim elimde olsa kirpiğini eline vermek istediğim bir kız aynı soruyu başka şekilde sordu ben de yine aynı kırıtma aynı utangaç ifadeyle-hayır ben bile oğlum harbi sevgilim mi var ya diye düşündüm-kıza cevap verince kızda bir bozulma bir bozulma yanımızda da başkaları vardı bu garibim kırmızı bi şekilde döndü önüne işte o an dedim Hay Mimiğimi Seveyim.
                                                                                                                -Blueginus

Şubat 24, 2012

Yaktın Bizi İskender

Biz de şans yok anladık bunu. Niye mi ? En baştan anlatayım. Şimdi geçen gün ben, blueginus, filliboya, donmuşmantı ve geceyarısı okul çıkışı  'sinemaya gidelim' dedik. Düştük yollara. Şimdi tam dolmuşa binicez 5 kişiyiz bir bakan bir daha bakıyor(kalabalığız yaee) hatta bakmakla yetinmeyip adamın biri yanımızdan geçerken 'kızlar bana binin ben götürüyim sizi' dedi. Tabi biz yarılıyoruz gülmekten. İşte dolmuşa bindik sonra meydan da inip AVM'ye koştur koştur gittik. Girmek istediğimiz film de 'My Week With Marilyn' di. Sonra bi baktık tüm salonlar yeni çıkan 'Fetih 1453' filmine ayrılmış. Biz o an yıkıldık zaten. Hepimiz bir şey söylüyoruz 'olamaz böyle ama biz marilyn'i istiyoruz' diye. Sonra çaresiz, boynumuz bükük, 2 gözümüz yaşlı çıktık sinemadan. Karnımız aç, moral zaten sıfır. Keyfimizi yerine getirecek bişeyler yiyelim diyerek kiloları bile dert etmeden kendimizi iskender yemeye giderken bulduk. Ben ve geceyarısı hiç iskender yemediğimiz için 'tadı nasıl ya ? 'diye kızlara soruyoruz derken siparişleri verdik. İskenderler geldi. Hepimiz afiyetle yemeye koyulduk. Tabi ben ve geceyarısı ilk defa iskender yediğimiz için ilk başta iştahlı değilken bi anda iştahımız açıldı. Ama sonrası acı ve hüsranla bitti. En son hatırladığım şey biz 5 septik ayrı ayrı tuvaletlerde istifra ediyorduk. He bide diğer kızlara soruyorum 'hadi biz ilk defa yedik size noluyor ?' diye. Onlar da 'ya kızım öyle bir anda yedik ya ondan oldu' diyorlardı elleri midelerinde. İşte o günden sonra bi daha öyle iştahlı bişey yiyebileceğimizi düşünmüyoruz. Ayrıca o gün öyle bitmedi daha uzattık da yani. O çıkarttığımız iskenderlerin üstüne filliboyaya kahveye gittik kahveleri içip kendimize geldikten sonra o günü bitirdik.(Belki içinizden diyorsunuzdur 'ne midesiz insanlarsınız be' diye. Aslında haklısınız biz de böyleyiz bayan septikler olarak.)                                        
                                                                                                      -Takoz

Oyuncaksız Yapamayan Çocuk Gibi:

İlgiye neden bu kadar açız ki? Herhalde regliden kaynaklanıyo ama iki gündür nedenn tanrım nedenn diye ortalarda dolaşıyorum.Bir süre hiç bir ayıdan ilgi görmedikten sonra ilk ilgi gösterene hatta onu geç ilk canım diyene ölüyoruz.Hiç sevilmedik mi yoksa sevgi arsızı mı olduk bilmiyorum ama sevgiye çok muhtacız,hatta en büyük zaafımızın bu olduğunu itiraf etmeli artık.Hayatta her şeyin tamam olduğu zamanlarda bile-aile,okul,maddiyat iyi giderken dosta doyduğun zamanlar-bir anda bir şeyin eksikliğini hissetmek ve bu konuda iradeni kullanamamak da çaresiz ve kötü hissettiriyo.Ne yapmalı ne etmeli bilemedim ben hatta düşündüm  Ryan Gosling bile beni şu depresyondan çıkaramaz yani bilemiyorum aslında çıkarabilir de...
                                                                                                              -blueginus
                                                                                                     

Şubat 12, 2012

Aşk çabuk tükenir,belkide bu yüzden en kısa aydadır 14Şubat..

14 Şubat sevgililer günü artık, anneler günü, babalar günü gibi kutlanır oldu.Neredeyse önemli günlerin içinde, takvimlerde kırmızı ile işaretlenmiş günlerden biri haline gelicek.Bu anlamsız güne, bu kadar anlam yüklemek çok saçma değil mi sizcede? Merak ediyorum hangi çift 14 şubat’ı ‘ Aziz Valentin’in öldürüldüğü gün olarak biliyor?’Şimdiye kadar ben biliyorum diyen hiç görmedim.İnsanlar neyi kutladıklarını bilmiyor bile, kimsenin de umurumda değil zaten, biz neyi kutluyoruz gibi bir sorunu yok kimsenin, ama olmalı.Sorun olan tek şey’ne almalıyım?’ ya da ‘ben sevgililer günüü nasıl unuttum oluyor.’Sevginizi,aşıkınızı göstermek için neden, ’14 şubat’ başlığı altında kısıtlanmış bir günü seçiyorsunuz ki? Kızın eline tutuşturulan tek gül mü (ben ki tek gulden nefret ederim) bugünü romantik kılıyor yani.
14 Şubatta mı anlıyorsunuz birbiriniz için özel olduğunuzu,? Ona küçük hediyeler alarak mutlu etmeyi neden bugünde yapıyorsunuz? Değerini anlamanız için hayatınızdan çıkması mı gerekiyor illa? Birbirinizin yanındaysanız ve elini tutup gözlerinin içine bakabiliyorsanız zaten seçilmiş kişi, özelsinizdir.Sevgiler günü diye bugünü özelleştirmek niye ? Aslında ne farkederki? Bütün mesele şu; sevgiliniz var mı? yanınızda mı? Bi kere daha sarılın ona, gerisi hikayee.Neysee boşversene;
14 Şubat'ın amına koyim, yalnızlara bişey olmasın.


-Pembemania

Şubat 07, 2012

Hayat Bazen



hayat bazen:çok boktan.

                      -takoz

hayat bazen:hayal kırıklığıdır, güvendiğiniz insanların ardından topladığınız hayal kırıklıkları canınızı çok yakar.  
                                                                          -pembemania

hayat bazen:bir paket çikolata gibidir seni ne zaman gülümseticeğini bilemezsin.
                                                                          -geceyarısı

hayat bazen:üst üste içilen tekila gibi başta yakıcı sonraysa unutturucu.


                                                                         -blueginus

Ocak 04, 2012

Huuhuu Geceyarısı?

Geçen gün geceyarısı bizi baya bi güldürdü: Sabah kalktık okula gittik,oturduk dersi bekliyoruz geceyarısı daha ortalıkta yok. Bi insanın okula gelirken getirmesi gereken tek şey vardır o da çantadır dimi? Neyse bi baktık bu kapıdan böyle bi sağa bi sola sallana sallana geliyor(zaten genelde sürekli sallanmak gibi bi huyu var).Ama bi gariplik var işte; ne sırtında çanta ne de elinde kitap var ama geceyarısı gayet emin anladık ki garibim o kadar yol yürümüş hala farkında değil. Bizim' geceyarısııı çiçeyim neden getirmedin çantanı?' diye sorduğumuzda verdiği tepki bizi bi daha güldürdü. Hem çantasını unutmuş hem de bunun farkına bile varmamış, bunu anlattıklarımızın verdiği 'oha' tepkileri de çabası. İşte bu da böyle komikli bi anımızdı, bloğa yazalım da okudukça gülelim dedik.(şimdi komik olmadı ama orda olsan komikti,bak valla)

-blueginus